Dolar 34,2499
Euro 37,3099
Altın 3.062,83
BİST 8.954,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 18°C
Az Bulutlu
Bursa
18°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 20°C
Cts 15°C
Paz 15°C

TEMA’dan geçen yıla ‘çevresel’ bakış! 2023’ü öne çıkan iyi ve kötü çevre olayları…

Yıl boyunca çevre gündeminde, olumsuz gelişmeler kadar güzel gelişmeler de yaşandı. Doğa için çalışmalarına ara vermeden devam eden TEMA Vakfı, 2023’ün öne çıkan iyi ve kötü çevre olaylarını değerlendirdi.

TEMA’dan geçen yıla ‘çevresel’ bakış! 2023’ü öne çıkan iyi ve kötü çevre olayları…
REKLAM ALANI
10 Ocak 2024 12:54

İSTANBUL (İGFA) – 2023 yılı boyunca, hem ülkemizde hem de dünya genelinde çeşitli ekolojik sorunlarla karşı karşıya kaldık. Bu sorunların başında; erozyon ve toprak kaybı, gıda güvencesinin azalması, su stresi, iklim krizi ve yarattığı sel felaketleri, biyolojik çeşitliliğin azalması, ormansızlaşma ve doğa koruma alanlarının tahrip edilmesi geldi. Ülkemiz büyük deprem felaketleri ve sonuçları ile karşı karşıya kaldı.

Bunların yanı sıra kömüre dayalı enerji politikaları ve 4. Grup madencilik faaliyetleri, ülkemizdeki doğal varlıkların ciddi şekilde zarar görmesine yol açtı.

Ayrıca, kentsel ve kırsal alanlarda doğayla uyumlu biçimde yapılmayan mekânsal planlamalar ve artan yapılaşma baskıları, ekolojik dengenin bozulmasını daha da kritik seviyeye taşıdı.

2023’ÜN UMUT YEŞERTEN ÇEVRE HABERLERİ

Murat Dağı’ndan Güzel Haber
Kütahya’nın Gediz İlçesi’nde yapılması planlanan Yıldız Altın-Gümüş Madeni projesinin ÇED süreci; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ÇED olumsuz kararı vermesi ile bir kez daha durduruldu. Yurttaşların, yerel yönetimlerin ve meslek odalarının “Murat Dağı Yok Olmasın” sloganıyla projeye karşı göstermiş olduğu tepki sonucunda bölgenin önemli bir su ve turizm kaynağı olan Murat Dağı’nda yaşam kazandı.

Eskişehir Alpu’dan Sevindirici Haber
Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, Eskişehir Büyük Ova Koruma Alanı’nda yapılmak istenen termik santral projesinin ÇED olumlu kararını iptal etti. Alpu Termik Santral Projesi’nin yapımına imkân veren Çevre Düzeni Planı, yaptığımız başvuru sonucunda mahkeme kararı ile iptal edilmişti. Projeye ait ÇED olumlu kararının da iptal edilmesi ile önemli bir tarımsal sit alanımızın korunmuş olması sevincimizi artırdı.

Mahkeme kararında, ÇED raporunda yer alan; kömür madeninin, kömürlü termik santralin soğutma suyu için Gökçekaya Barajı’ndan tesise yapılacak olan su dağıtımı ve deşarj hatlarının ayrı faaliyetler olarak ele alınmasının bilimsellikten uzak olduğuna, projenin bütünsel olarak değerlendirilmediğine, atık miktarlarının hesaplanmasında da entegre bir yaklaşımın kullanılmadığına değinildi. Hava kalitesi modellemesinde kullanılan verilerin belirsiz olduğuna da yer verilen kararda, santrale ait kül depo alanının yer altı suyu kalitesini nasıl etkileyeceğine dair çalışma yapılmadığının da altı çizildi.

Eskişehir’in doğal varlıklarını, tarım topraklarını koruyan ve art arda gelen bu iki karar ile TEMA Vakfı olarak umut yeşertmeye devam ediyoruz!

Yalova Halkı Kazandı
2020 yılında Yalova’nın Çiftlikköy ilçesi Taşköprü beldesinde kurulması planlanan 304 ada 1 parsel numaralı taşınmazın bulunduğu arazide karbon elyaf ve ara ürünlerin üretimi tesisi için kamu yararı yönünde karar verilmesine yönelik açtığımız davayı kazandık. Böylece 12,5 hektar mutlak sulu tarım arazisi olarak korunacak bölgede, halk meyvecilik yapmaya devam edecek ve arazi çevresindeki zeytinlikler korunacak!

COP28’den Kayıp Zarar Fonu’nun Hayata Geçirilmesi Kararı ve Fosil Yakıtlardan Çıkış için İlk Adım
30 Kasım ile 13 Aralık tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 28. Taraflar Konferansı’nda (COP28) iki önemli gelişme yaşandı. Sera gazı emisyonlarından büyük oranda sorumlu ülkeler, iklim krizinin etkilerini derinden hisseden halkların zararlarını karşılamak için Kayıp Zarar Fonu kapsamında yaklaşık 800 milyon dolar finansman sağlama taahhüdü verdi. Oysa kayıp ve zararları karşılamak için gereken miktarın yıllık olarak milyar dolarlar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Fonun hayata geçirilmesine yönelik kararda ise kayıp zarar miktarının hesaplanması için bir çalışma yapılması gerekliliğine yer verilmedi.

Fon için kurulacak sekreteryanın bağımsız bir otorite yerine, geçici olarak Dünya Bankası bünyesinde kurulması kararı da sivil toplumun tepkisini çekti.

Zira kaynaklara erişim ihtiyacı olan toplulukların ve ülkelerin adil bir şekilde fondan yararlanabilmeleri için sekreteryanın bağımsız olması önem taşıyor. Öte yandan Kayıp Zarar Fonu’nun hibe şeklinde düzenlenmesi gerekirken, Dünya Bankası fosil yakıtları da finanse eden, borç temelli politikaları olan bir kuruluştur.

COP28 bünyesinde atılan ikinci önemli adım ise Küresel Durum Değerlendirmesi (GST) neticesinde açıklanan karar oldu. Karar metninde fosil yakıtlardan çıkış ifadesine yer verildi. Bu durum her ne kadar fosil yakıtların terk edilmesi için ilk adım niteliğinde olsa da net bir hedef içermediği için yeterli değil.

Öte yandan konferansta; 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkartma taahhüdü ve Kömür Sonrası Enerji İttifakına birçok devletin katılması gibi olumlu gelişmeler de oldu. Ancak Türkiye’nin bu belgelere imzacı olmayarak bu süreçlerde yer almaması, doğa için olumsuz çevre gündemleri arasında yerini aldı.

2023’ÜN OLUMSUZ ÇEVRE HABERLERİ

Kahramanmaraş Depremleri İle Derinden Sarsıldık
6 Şubat 2023’te Türkiye, merkez üsleri Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan sırasıyla 7,8 ve 7,5 şiddetindeki depremlerle sarsıldı. Deprem; Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Kahramanmaraş, Kilis, Gaziantep, Hatay, Osmaniye, Malatya ve Şanlıurfa başta olmak üzere çevre illerde de yoğun olarak hissedildi. Depremler sonucunda Türkiye’de resmî rakamlara göre en az 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti, 122 binden fazla kişi yaralandı.

Depremler sonucunda ortaya çıkan yıkım ve yeniden inşa süreci, çevre ve toplum yaşamı üzerinde birçok konuda olumsuz etkiler yarattı.

TEMA Vakfı olarak deprem kuşağında bir ülke olmamız sebebiyle depreme karşı gerekli önlemlerin alınmasının, afet yönetim planlarının hayata geçirilmesinin ve enkaz yönetim planlarının hazırlanmasının hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

Küresel Kaynama Çağına Girdik
Dünya Meteoroloji Örgütü ve Copernicus Dünya Gözlem Programı, temmuz ayının şimdiye kadar kayıtlara geçen en sıcak ay olduğunu duyurdu. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler, bu durumun iklim krizinin henüz başlangıcı olduğunu ve artık Küresel Isınma Çağında değil Küresel Kaynama Çağında olduğumuzu açıkladı. Ülkemizde ve dünyada sıcak hava dalgalarının sıklığı ve şiddeti giderek artıyor. Bilim insanları; orman yangınları, ani yağışlar, sel felaketleri gibi afetlerin temel sebebinin, insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan sera gazlarının yol açtığı iklim krizi olduğunu vurguluyor.

Madenler Yaşam Alanlarımızdan Değerli Değildir
Korunan alanlar, orman alanları, su havzaları, verimli tarım arazileri ve yaşam alanları üzerinde geri dönüşü imkânsız zararlara sebep olan 4. Grup madencilik faaliyetleri her geçen gün daha ciddi tehditlere sebep oluyor. TEMA Vakfı olarak gerçekleştirdiğimiz maden ruhsatlarına yönelik çalışmalarla, ülkemizdeki 29 ilin ortalama %67’sinin IV. Grup madenlere ruhsatlı olduğunu tespit etmiştik.

Maden ruhsatlarının il bazında dağılımı; Gümüşhane %93, Kütahya %92, Giresun %85, Rize %82, Uşak %80, Çanakkale-Balıkesir (Kaz Dağları) %79, Trabzon %77, Ordu %74, Zonguldak-Bartın %72, Artvin %71, Eskişehir %71, İzmir %70, Bayburt %65, Sivas %65, Tekirdağ-Kırklareli %65, Erzurum %63, Muğla %59, Kahramanmaraş %58, Afyonkarahisar %52, Erzincan-Tunceli %52, Tokat %46, Karaman %38 ve Siirt-Şırnak-Batman %34.

Maden Kazaları Yine Can Aldı
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre; 8 Haziran’da Soma’da bulunan maden ocağında toprak kayması nedeniyle meydana gelen kazada 1, 13 Eylül’de Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde bulunan maden ocağında tavan çökmesi sonucu meydana gelen kazada 1, 15 Kasım’da Denizli’nin Acıpayam ilçesi, Karaismailler Mahallesi’nde bulunan krom maden ocağında gerçekleşen göçük kazasında 2 ve 23 Kasım’da Siirt’in Şirvan ilçesindeki maden ocağında meydana gelen göçükte 3 olmak üzere toplam 7 maden işçisi hayatını kaybetti.

Su Krizi Derinleşiyor
İklim krizinden dolayı artan sıcaklıklar, buharlaşma ve kuraklık nedeniyle su krizi derinleşiyor. Bu sene eylül ayında ölçülen verilere göre İstanbul barajları doluluk oranları 2014’ten bu yana en düşük seviyeleri gördü. 5 Eylül 2022’de %56,88 olarak ölçülen ortalama baraj doluluk oranı, 1 yıl sonra, 5 Eylül 2023’te %27,88’e kadar düştü.

Nükleere Hayır Diyoruz
Ülkemizde nükleer santral kurulmasına yönelik çalışmalar ne yazık ki hız kesmeden devam ediyor. Tüm itirazlara rağmen Mersin’de faaliyete geçirilmeye çalışılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ilk ünite inşaatında sona gelinirken, açılan davalara rağmen Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santral için bölgede etütler devam ediyor.

TEMA Vakfı olarak Sinop-Kastamonu-Çankırı Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile Sinop Merkez İlçe Planlama Alt Bölgesi 1/25.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin iptali (Sinop Nükleer Santral) ve öncelikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi talebiyle açtığımız dava dosyası Danıştay’da olup yargılama devam ediyor. Üçüncü nükleer santral için Trakya Bölgesi’nde de tespit çalışmaları başladı.

Sel Felaketleri Kader Değil
2023 yılında da ülkemizde ve dünyada; iklim krizinin etkisiyle sıklığı giderek artan ani ve şiddetli yağışların neden olduğu sel felaketlerine tanık olduk.

15 Mart’ta Türkiye’nin Güneydoğusu’nda; özellikle Adıyaman ve Şanlıurfa’yı etkileyen seller nedeni ile 21 kişi hayatını kaybetti, iki ilde 3 bin 154 konut zarar gördü. Sellerin 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkilerinden sonra yine aynı bölgelerde meydana gelmesi tahribatın etkilerini daha da ağır hale getirdi. Birçok deprem çadırını ve konteyneri su bastı, evsiz depremzedeler çadırlardan tahliye edildi.

5 Eylül’de İstanbul ve Kırklareli’nde şiddetli yağışlar sebebiyle meydana gelen sel felaketi nedeniyle 8 yurttaşımız yaşamını yitirdi.

20 Kasım’da yaşanan sel felaketi nedeniyle Batman, Zonguldak ve Diyarbakır illerinde toplam 8 kişi, Karadeniz’de yaşanan şiddetli fırtına nedeniyle batan gemide ise mürettebattan 1 kişi yaşamını yitirdi.

10 Aralık’ta Zonguldak merkez ilçede bulunan Asma Mahallesi’nde dün etkili olan sağanak yağış sonucu yaşanan heyelan felaketinde 2 kişi hayatını kaybetti.

Dünyada da ne yazık ki 10 Eylül’de Libya’nın doğusunu vuran “Daniel Fırtınası”; Bingazi, Beyda, Merc, Suse ve Derne kentlerinde sel felaketine neden oldu. Dünya Sağlık Örgütü, can kaybının 4 bin 333’e ulaştığını açıkladı. Ülkenin doğusunda selden etkilenen bölgelerde altyapının yüzde 70’i hasar gördü.

Çanakkale’de Yaklaşık 4.500 Futbol Sahası Büyüklüğünde Orman Alanı Yandı
2023 yaz aylarında Çanakkale’de; 16 Temmuz’da Kızılkeçili Köyü yakınında çıkan orman yangınında 1.300 hektar, 22 Ağustos’ta Kayadere Köyü yakınında çıkan orman yangınında ise

2.100 hektar olmak üzere; toplam 3.400 hektar yani yaklaşık 4.500 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı yandı.

Orman Yangınları Can Ve Mal Kaybına Yol Açtı
2023 yılı Eylül ayında İzmir’in Menderes ilçesinde çıkan orman yangınlarında görev alan 3, Kütahya’da 1, Gaziantep’te 1 ve Temmuz ayında yine İzmir’in Menderes ilçesinde çıkan orman yangınlarında 1 kişi olmak üzere toplam 6 Orman Genel Müdürlüğü çalışanı maalesef yaşamını yitirdi.

Akbelen’de Doğa Nöbeti Devam Ediyor
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de yer alan Akbelen Ormanı, Yeniköy-Kemerköy termik santrallerine kömür çıkarmak amacıyla yok edilmek isteniyor. İkizköylü yurttaşlar 2 seneyi aşkın süredir zeytinlerini, ormanlarını ve tüm tabiatın yaşamını korumak için nöbet tutuyor. Ancak İkizköylüler ve çevrecilerin tüm çabalarına rağmen 24 Temmuz’da başlayan ağaç kesiminin ardından bölgede maden çalışmaları başladı.

İkizköylüler ve yaşam savunucuları; Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin, 2041’e kadar maden işletme izni alan işletmeye yönelik açtığı ruhsat iptali davasını reddetmesi üzerine, avukatları aracılığıyla istinaf mahkemesine başvurdu. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılan başvuruda maden işletme ruhsatı ve işletme izninin yürütmesinin durdurulması istendi.

Phaselis Antik Kenti Korunmalıdır
Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan ve 1. derece arkeolojik sit alanı olan Phaselis Antik Kenti’nin kuzeyindeki Alacasu Koyu ile güneyindeki Bostanlık Koyu’nda bir plaj projesi gerçekleştirilmek isteniyor. Kafeterya, otopark, karşılama merkezi, duş, tuvaletler gibi günübirlik tesisleri içeren projenin inşaat faaliyetleri mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen tamamlanmak üzere. Canlı yaşamının ve biyolojik çeşitliliğin etkilenmemesi, kültürel varlıkların ve doğal alanların tahribata uğramaması için yürütülen faaliyetlerin durdurulmasını ve bölgenin korunmasını talep ediyoruz!

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.